Osman Yaşar Eken, 1936 yılında Mimar Kemal İlkokulunda okurken, Atatürk’ü her gün el sallayarak Meclis’e uğurladığını söyledi.
Atatürk’ün her gün aynı saatlerde okulun önünden aracıyla geçtiğini belirten Eken, şunları söyledi:
“Atatürk, Çankaya’dan her sabah saat 09.00-09.30 sıralarında üstü açık arabası ile Meclis’e giderdi. Biz de geleceği saati bildiğimiz için hep o saatte yola çıkardık. Atatürk, yavaş yavaş aracıyla kuğu gibi Atatürk Bulvarı’ndan Meclis’e doğru giderdi. Biz de onun geçiş saatinde okuldan dışarıya çıkar ona el sallardık; o da yaveri ile bize el sallardı. Biz onu el sallayarak, Meclis’e uğurlardık.”
Eken, heyecanla Atatürk’ün okulun çevresinden geçeceği saati beklediklerini belirterek, şunları söyledi:
“Atatürk’ün yoldan geçeceği saati beklemek içimizdeki en büyük heyecan olurdu, Atatürk’ün gelişini beklemek. Atatürk’ü görmek bana nasip olduğu için bununla gurur duyuyorum. Atatürk heyecanı ile ben asker oldum. Atatürk hayranlığımız, bağlılığımız, tarihi bilmemiz, Atatürk’ün kurduğu kurallar, idealler çerçevesinde bugüne kadar taşıdık, taşıyacağız da. Atatürk sevgisi herkeste olmalı. Türkiye ne mutlu ki Atatürk’ün kurduğu kurallar çerçevesinde bugüne kadar geldi.”
Eken, 1953’de Atatürk’ün naaşının Anıtkabir’e nakli nedeniyle düzenlenen törene katılamadığını belirterek, şunları söyledi:
“Koreden döndükten sonra beni şehit olarak belirlemişler, Türkiye’ye döndüğüm halde. 45 gün izin verdiler. Arkadaşlarımın hep tayini çıktı, gittiler. Sadece benimki çıkmadı, 3 ay geçti telgraf çektim Kara Kuvvetlerine. Hemen telgraf geldi, İstanbul’a tayinim çıktı. Trene bindim.
Çankırı’dan Ankara’ya doğru geliyorum. Atatürk’ün de naaşı Tandoğan Meydana doğru, köprüden altından geçiyor 1953 Kasım ayı. O kadar çok pişmanlık duydum ki, kendime dedim ki; 3 ay kalmışsın zaten 2 gün daha daha kal ne olur. O günü hiç unutamam.
Naaşı Anıtkabir’e götürülüyordu. Tam köprünün üstündeydik trende, naaş da top arabası üstünde, köprünün altından Tandoğan’a doğru çıkıyordu. En büyük üzüntüm bu oldu. Generaller, amiraller top arabasını çekiyordu.
Hiç unutmam kaç yıl geçti aradan. ‘Ah’ dedim ‘ben neden burada değilim’, içerlendim kendi kendime. Hiç unutmuyorum, aradan kaç yıl geçti geçti. Bunlar unutulmaz, unutulmayacak da. Cenaze törenine, krallar, cumhurbaşkanları en büyükler geldi. Atatürk ayaklarına gitmedi, onları ayaklarına getirdi. Ruhumuzda, gönlümüzde yaşayacak.” (DHA)